Antalya’nın muhteşem destinasyonlarını Antalya gezi rehberi sayfamızda bulabilirsiniz.Ülkemizin en büyük ve kalabalık 5.şehri olan Antalya 2,5 milyon nüfusu ve 19 ilçesi ile önemini korumaktadır. Turizm denilince ilk akla gelen şehirde yayla, spor, sağlık, kış, deniz, kongre, mağara, kamp, inanç ve kültür turizmi yapılabilmektedir. Tarih boyunca önemini sürdüren Antalya Likyalılar, Lidyalılar, Romalılar, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemleri dahil asırlarca hüküm sürülen bir yer olmuştur. Çeşitli medeniyetleri barından tarihi, eşsiz denizi, mükemmel doğal güzellikleri ile adeta yeryüzündeki cennet olarak düşünülmektedir.
Yaz aylarında ayrı bahar aylarında ayrı kış aylarında ayrı güzellikleri barındıran şehir, gezip görenlerin ayrılmakta zorlandığı muhteşemliktedir. Zaten bunun sonucunda 400’den fazla 5 yıldızlı otel bulundurması ile Türkiye’nin en çok 5 yıldızlı oteli olan ili olmuştur. Akdeniz’in durgun ve sakin koylarında kafa dinlemek isteyenlerin ilk tercihi bu bölge olmaktadır. Ormanlarında türlü türlü bitki bulunduran, Akdeniz ikliminin bariz görüldüğü şehir deniz ile kucaklaşıp barındırdığı çeşitli hayvanlar ile oynaşmaktadır. Denizi ve ormanlarında binlerce çeşit bitki ve hayvanın habitatı konumundadır. ‘’Antalya’nın neyi meşhur?’’ diye sorulacak olsa Antalya portakalı, turunç reçeli, Antalya piyazı, Döşemealtı halısı gibi başlıca ürünleri saymak mümkündür. Antalya’nın bütün güzelliklerinin yanında yöresel değerleri de çok ilgi görmektedir. Bu yüzden bölgenin başlıca geçim kaynağı turizmdir. Gerçekten de Türkiye’nin en çok turist çeken bölgesi özelliğini hak eden Antalya, büyüleyici güzelliği ve tüm ihtişamı ile konukları ağırlamaya devam ediyor.
Türkiye’de turizmin kalbi Antalya’da gezilecek yerler neredeyse sınırsız denilebilecek zenginliktedir. Bölge 4 mevsim gezmeye uygun olup her mevsimin kendine özgü güzelliği vardır. Antalya tarihi yerleri, müzeleri, camileri, şelaleleri, kanyonları, denizi, ormanları, yayları, plajları, mağaraları ve sıcak kanlı insanları ile mini bir cennettir. Türkiye’nin bu cennetinde gezmek isteyenlere Antalya gezi rotası oluşturacak olursak;
• Kurşunlu Şelalesi
• Konyaaltı Plajı
• Kaleiçi
• Yanartaş
• Olimpos Antik Kenti
• Aspendos
• Side Antik Kenti
• Selge Antik Kenti
• Köprülü Kanyon
• Beldibi Mağarası
• Karain Mağarası
• Patara Antik Kenti
• Antalya Arkeoloji Müzesi
• Antalya Oyuncak Müzesi
• Antalya Akvaryum
• Yivli Minare
• Güver Uçurumu
• Antalya Hayvanat Bahçesi
• Termessos Milli Parkı
• Tahtalı Teleferik
• Hadrian Kapısı
• Lara Plajı
• Meis Adası
• Düden Şelalesi
•Arykanda Ören Yeri
Kurşunlu Şelalesi Antalya’nın sembollerinden olmakla birlikte 1986 yılından beri ziyaretçilerine kapılarını açmaktadır. 18 metre yüksekliğe sahip şelaleden dökülen sular huzur verici sese sahip. Etrafı Çam ağaçları ile süslü bu doğal güzellik aynı zamanda şirin yürüyüş yolları ile yürüyüş yapmaya da elverişlidir. Bol oksijen eşliğinde bu tabiat değeri içinde kaplumbağa, tavşan, kumru, sincap, ağaçkakan, yarasa, ibibik, tilki, papağan gibi habitatlar uyum içerinde yaşamaktadır. Yaklaşık olarak 30 hektarlık alan içinde olan Kurşunlu Şelalesi bir tabiat parkı vasfı da taşıyor. Park çam, ladin, sütleğen, kekik, nane, eğrelti, gül, alıç, zakkum, böğürtlen ve mersin gibi bitkilerle florası zengin bir alan oluşturuyor. Konuklarına seyir terasından seyir imkânı sunan park çok sayıda ziyaretçi ağırlıyor.
Konyaaltı Plajı, 7 km uzunluğu ile Antalya’nın en uzun plajlarındandır. Ulaşım kolaylığı ve denizin temizliği sebebiyle en çok tercih edilen tatil plajlarından olup çeşitli etkinlikler yapmaya müsaittir. Bir halk plajı olan Konyaaltı, ücretli ve ücretsiz alanlar bulundurur. Mavi bayraklı plajda spor ve eğlence faaliyetlerine de yer verilmekte. Plajda Antalya’nın yöresel yemekleri ve deniz ürünlerini tadabileceğiniz restoranlar mevcuttur. Akdeniz’in keyfini çıkartmak isteyen turistler için çok elverişli olan Konyaaltı plajı misafirlerin yoğun ilgisi ile rağbet görmektedir.
Antalya Kaleiçi olarak bilinen bu tarihi evler bir Osmanlı yapıtlarıdır. Yerli ve yabancı turistler bölgeye çok fazla rağbet etmekte olup bu yapıları özenle incelemektedirler. Muratpaşa ilçesinde yer alan Kaleiçi bölgesinde hemen hemen her sokak denize çıkmaktadır. Bu sokaklarda hamamlar, otel ve pansiyon olarak da kullanılan şirin evler, restoranlar, minik dükkanlar ve Kaleiçi çarşısı yer almaktadır. Özellikle hediyelik eşya üzerine kurulu çarşı turistlerin en çok alışveriş yaptığı yer olarak bilinmektedir.
Yanartaş 2500 senedir yanmakta olup Olympos’un sönmeyen ateşi olarak tanımlanır. Kemer ilçesinde bulunan Yanartaş bir doğalgaz kaynağıdır. Yunan Mitolojisine de konu olan Yanartaş günümüzde ki olimpiyat meşalesinin kaynağıdır. Mitolojiye göre; Likya kralı, Bellerophontes’i Olimpos dağında yaşayan aslan başlı, yılan kuyruklu ve ağzından alev saçan Chimeria denilen canavar ile dövüşmeye gönderir. Bellerophontes, Pegassos adlı kanatlı at ile Chimeria ile dövüşürken Pegassos havalanır ve Bellerophontes mızrağı ile Chimeria’yı yerin yedi kat dibine gömer. Ancak canavar oradan da alev püskürmeye devam eder. Günümüzde ki ateşin kaynağını da bu canavar olarak belirtir. Hem ülke insanımız hem de dış ülkelerden gelenler bu manzara karşısında şaşkınlıklarınıgizleyememektedir.
Olimpos Antik kenti, Antalya’nın en eski antik kentlerindendir. Adını, Torosların batısında 2375 metre rakımlı Tahtalı Dağı’ndan almaktadır. Olimpos Milli Parkının içerisinde yer alır. Tam olarak inşası bilinmemekte olup M.Ö.167 olarak düşünülmektedir. Kalıntılar incelendiğinde, Helenistik-Roma-Bizans dönemlerine ait örnekler bulunmaktadır. Kenti ikiye bölen nehri her iki ucu iskele olarak kullanılan köprü birleştirmektedir. Günümüz de harap olan köprünün bir ayağı halen yerinde durmaktadır. Antik genel olarak çalı ve ağaçlar ile kapansa da doğal güzelliğini korumaktadır. Kentin içerisinde Helenistik temeli olan ve Roma döneminde onarım gören günümüzde harap halde olan küçük bir tiyatro da yer almaktadır. Asırlardır çeşitli medeniyetleri yaşatmış Antik kent Haftanın tüm günleri ziyarete açıktır.
Aspendos, Antalya’nın Serik ilçesinde bulunur. M.Ö.10.yüzyılda Akalar tarafından iki adet tepe üzerine kurulmuştur İçerisinde bulunan tiyatronun ise mimarı Aspendos’lu Zenon olmakla birlikte Marcus Aurelis zamanında M.S.2.yüzyılda inşa edilmiştir. Aspendos’un en önemli yapısını bu tiyatro oluşturmaktadır. Bu antik tiyatro rivayete göre; Aspendos Kralı’nın güzel bir kızı varmış ancak kiminle evleneceğine karar vermek adına, halkı için yararlı bir şey yapana kızını vereceğini duyurmuş. O dönem yaşayan ikiz kardeşlerden birisi şehre su kemerleri getirirken, diğeri ise dünyanın en iyi akustik ses sitemine sahip bu tiyatroyu yapmış. Kral kızını şehre su getirene vermeyi düşünürken Mimar Zenon ‘’Kral kızını bana vermeli’’ diye fısıldamış ancak bu fısıltı tiyatronun akustiğinde öyle bir duyulmuş ki kral hayranlık ve şaşkınlık içerisinde kalmış. Kararsız kalan kral kızını bir kılıç darbesiyle aniden ikiye ayırıp, bir parçasını birine diğer parçasını da öteki kardeşe vermiş. Günümüzde halen aktif olarak Konser ve tiyatro gibi etkinlerde faal olarak kullanılan
Aspendos Antik Tiyatrosu yoğun ilgi görmektedir.
Antalya’nın Manavgat ilçesinde bulunan Side Antik Kenti, Pamfilya bölgesinin önemli liman kentlerindendir. M.Ö. 8.yüzyılda kurulduğu düşünülmektedir. M.S. 7 yüzyıldan itibaren çeşitli medeniyetler tarafından yağmalanmış ve tahrip edilmiştir. 12.yüzyıldan beri ise yaşam olmadığı bilinmektedir. Side Antik Kenti içerisinde şehir surları, liman hamamı, şehir kapısı, Nymphaeum, su yolu, Vespasian Çeşmesi, sütunlu caddeler, evler, Antik Tiyatro, Zafer Takı, çeşitli bazilikalar, Büyük Hamam, Devlet Agorası, Vaftizhane, Piskoposluk Sarayı ve çeşitli tapınaklar barındırmaktadır. Bugünlere kadar gelen tarihsel yapılar, Side gezilecek yerler arasında ilk sıraya konulması gereken değerlerdendir.
Köprülü Kanyon Antalya merkeze 80 km uzaklıkta Manavgat ilçesinde bulunmaktadır. Köprüçay ve Selge Antik kentinin bulunduğu bölge Milli Park niteliği taşımaktadır. Kaynağı Toros dağları olan çayın döküldüğü yer ise Akdeniz’dir. Nehrin hemen yanında dağlık arazide bulunan Selge Antik Kenti ise bölgenin önemini daha da artırmakta ve tarihi değer katmaktadır. M.Ö. 5.yüzyılda kurulan antik kent içerisinde tiyatro, agora, tapınak, sarnıç, su kemerleri ve barınaklar barındırmaktadır. Köprülü Kanyon Rafting için Türkiye’nin en önemli merkezlerinden birisidir. Rafting, debisi yüksek Köprüçay üzerinde botlarla yapılan keyifli bir spor olmakla birlikte, sonrasında sunulan balık ile sizleri Nirvana’ya ulaştırmaktadır. Bölgeye gidildiğinde muhakkak yapılması
gereken etkinler içerisindedir. Köprülü kanyon konaklama içinde uygun bungalov evler ve pansiyonlar sunmakla birlikte camping içinde uygundur. Gelen ziyaretçilere çok sayıda faaliyet sunan bölge konukların ayrılmak istemeyeceği bir yerdir.
Antalya’nın kemer ilçesinde bulunan Beldibi Mağarası tarih öncesinden kalan en önemli değerlerdendir. Doğal tahribatlara uğramış olup tabakaları sürüklenip akmıştır. Mağara ikiye ayrılarak çeşitli bölümlerden oluşmaktadır. Bu bölümlerde dağ keçisi ve geyik gibi resimlere de rastlanmaktadır. Sık sık yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrayan mağara arkeolojik bir Sit alanı değerindedir.
Türkiye’nin en büyük doğal mağaralarından olan Karain mağarası, karstik oluşumlar sonucu meydana gelmiştir. Yapılan kazılar 500 bin yıl öncede yerleşim yeri olarak kullanıldığını ortaya koymuştur. Ülkemizin içinde insan yaşamış en büyük mağarasıdır Bulunan kalıntılar Antalya Müzesi ve Karain Müzesinde sergilenmektedir.
Antalya Arkeoloji Müzesi, Antalya Müzesi olarak da bilinen müze 1922 yılında kurtuluş savaşı sonrası yağmadan korumak amaçlı yapılmıştır. İlk önce Kaleiçi’nde olan müze günümüzde mevcut binasına taşınmıştır. Başlıca üç antik kültür olan Likya, Pamfilya ve Pisidya’nın temellerini oluşturur. Her yıl birçok ülkeden binlerce arkeolog Antalya bölgesinde araştırma yapmakta olup bu müze tarafından koordine edilmektedir. 1988 yılında Avrupa Konseyi Yılın Müzesi seçilmiştir. Müze 14 salondan oluşmaktadır. Bu salonlar;
• Tabiat Tarihi ve Prehistorya Salonu
• Seramik Eserler Salonu
• Bölge Kazıları Salonu
• İmparatorlar Salonu
• Tanrılar Salonu
• Mozaik Salonu
• Perge Batı Cadde ve F5 Çeşmesi Salonu
• Perge Tiyatrosu Salonu
• Lahitler Salonu
• Ölü Kültü Salonu
• Sikke, Küçük Eserler ve İkonalar Salonu
• Etnografya Salonu
• Sinevizyon Salonu
• Çocuk bölümü
Antalya Oyuncak Müzesi 23 Nisan 2011 de Antalya Belediyesi tarafından faaliyete geçmiştir. Sanatçı Sunay AKIN’ın önderliğinde, 1800’lü yıllardan 1980’li yıllara kadar oynanan yaklaşık 3 bin çeşit oyuncak sergilenmektedir. Her yaşa hitap edebilen müzede, 3 yaş ve üzeri çocuklar için atölye çalışmaları yapmalarına müsaade edilmektedir.
Antalya merkezde bulunan Antalya Akvaryum, Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yap- işlet-devret modelinde yapılmıştır. İçerisinde akvaryum ve kar dünyasını barındırır. En çok ziyaret edilen ilk 5 yerlerden biridir. Dünyanın en büyük akvaryum tüneli olan eğlence merkezinin içinde gerçek boyutlarda uçak, denizaltı ve gemi enkazı vardır. Kar dünyasında ise geceleri kar yağdırılıp gündüz konuklara verilen koruyucu elbiseler ile eğlenmeye olanak sağlar.
Düden Şelalesi Antalya Kepez ilçe sınırlarında bulunur. 2 adet karstik kaynağı vardır. Lara yakınlarındaki şelale yaklaşık 40 metre yükseklikten akarak Akdeniz’e dökülür. Aynı zamanda İskender şelalesi denmesi sebebi ise M.Ö. 334-333 yıllarında Büyük İskender’in Pamfilya’yı fethi sırasında bu bölgede atlarını sulamasıdır. Yılın her dönemi turist ağırlayan şelale tam bir tabiat harikasıdır. Yeşil doğası, buz gibi suyu ve içerisinde bulundurduğu çeşitli habitatlarla misafirlerinin ruhunu dinlendirmeye devam ediyor.
Antalya’nın Finike ilçesi sınırlarında Arif Köyü’nde yer alan Arykanda Ören Yeri, Likyaca ‘’yüksek kayalığın yanındaki yer’’ demektir. Kimi tarihçilere göre M.Ö.2000 yıllarına dayandırılsa da kesin bulgular (çanak, çömlek, sikke vs.) M.Ö.500 öncesine geçememektedir. Kentin en yüksek yerine inşa edilen yapı bölgeyi tümden gözetleme imkânı sunar. Bölgenin yakınında Güneş tanrısı Helios adına yapılmış tapınak da bulunmaktadır. Bir alt kısmında korunaklı bir tiyatrosu olan bölgenin agora ve odeon kısmı da mevcuttur. M.S. 200’lü yıllara dayandırılan birçok anıt mezar hala diriliğini korumaktadır.
Şehre hayret uyandıran bir su kanalı ile su girişi de sağlanmış olup bu su mühendisliği dönemin ilklerindendir. Kent 1838 yılında bir İngiliz gezgin tarafından keşfedilmiş olup 1971 yılından itibaren de kazı yapılmaktadır.
ve gelen kutusunda yeni reklamlar alın